Sevgili Delfinacığım beni sobelemiş; konu çok keyifli, blogumun benim için anlamını sormuş.... Düşündüm taşındım :) işte cevaplarım, keyifle okursunuz umarım… :)
.
1-Blog yazmaya ilk defa nasıl başladım?
.
9 Şubat 2006'da başladım. Öteden beri mutfakta olmayı çok seviyordu Safran :) Sadece lezzetli olan tariflerin değil, sağlıklı olan tariflerin de peşinden koşuyordu… Sevgili Hatice’nin (Portakal Ağacı) ve sevgili Devletşah’ın sitelerini severek takip ederken ailemin, arkadaşlarımın da teşvikiyle blogumuzu açtım ve kalbim güm güm atarak ilk mesaj olarak aşağıdaki satırları yazarak paylaşımımıza başladım:
1-Blog yazmaya ilk defa nasıl başladım?
.
9 Şubat 2006'da başladım. Öteden beri mutfakta olmayı çok seviyordu Safran :) Sadece lezzetli olan tariflerin değil, sağlıklı olan tariflerin de peşinden koşuyordu… Sevgili Hatice’nin (Portakal Ağacı) ve sevgili Devletşah’ın sitelerini severek takip ederken ailemin, arkadaşlarımın da teşvikiyle blogumuzu açtım ve kalbim güm güm atarak ilk mesaj olarak aşağıdaki satırları yazarak paylaşımımıza başladım:
.
"Safran Mutfakta"da yer alacak tarifler özellikle kendisi ve ailesi için doyulmaz lezzetler arayan ancak bunun yanında sağlıklı beslenmek isteyen kişilere yönelik olacaktır. Çok fazla yağlı, aşırı malzemeli yemeklerin lezzet getirmeyip, uzun vadede sağlığımıza ve dolayısıyla rahat ve huzurumuza zarar verdiği bir gerçek... Blogda yer alacak tariflerde lezzet ve hafifliğin yanında pratikliği de ön planda tutmayı hedefliyorum. Biliyorum ki zaman, bir insana verilebilecek en değerli hediyedir. Ben de size doyulmaz lezzetlerin yanında sevdiklerinizle paylaşabileceğiniz daha çok zaman hediye etmek istiyorum...Bilirsiniz safran mutfakların en değerli baharatıdır. Sizlerin yapacağı yorumların her kelimesi de benim için o kadar değerli olacaktır...Dilerim tarifleri uyguladığınızda yüzünüzde oluşacak gülümsemeyi ve görüşlerinizi benimle paylaşırsınız. Güzelliklerle buluşmak dileğiyle...Sevgiler, saygılar...”
.
.
.
2-Blog yazılarımın konusu belli bir çizgide olması için çaba gösteriyor muyum? Yoksa içimden geldiği gibi mi yazıyorum?
.
Safran Mutfakta bir yemek tarifi blogu şüphesiz, dolayısıyla konular tarif ağırlıklı ama ben içimden geldiği gibi diğer konularda da yazıyorum ara sıra... Bizim evde mutfak özel bir yerdir, bunu bloga da yansıtmak istedim… Eminim hepinizin evi de böyledir, mutfakta yemek saatleri dışında da masanın başına geçip dertleşiyor, o gün yaşadıklarınızı kritik ediyorsunuzdur ev halkıyla… Kimi komik, mutlu; kimi hüzünlü, sıkıntılı her türlü olayı rahatça, serbestçe, mutfakta masabaşı sohbeti yapıyor gibi ama düzgün bir dil kullanmaya özen göstererek paylaşıyoruz Safran Mutfakta’da…. :)
.
2-Blog yazılarımın konusu belli bir çizgide olması için çaba gösteriyor muyum? Yoksa içimden geldiği gibi mi yazıyorum?
.
Safran Mutfakta bir yemek tarifi blogu şüphesiz, dolayısıyla konular tarif ağırlıklı ama ben içimden geldiği gibi diğer konularda da yazıyorum ara sıra... Bizim evde mutfak özel bir yerdir, bunu bloga da yansıtmak istedim… Eminim hepinizin evi de böyledir, mutfakta yemek saatleri dışında da masanın başına geçip dertleşiyor, o gün yaşadıklarınızı kritik ediyorsunuzdur ev halkıyla… Kimi komik, mutlu; kimi hüzünlü, sıkıntılı her türlü olayı rahatça, serbestçe, mutfakta masabaşı sohbeti yapıyor gibi ama düzgün bir dil kullanmaya özen göstererek paylaşıyoruz Safran Mutfakta’da…. :)
.
.
3-Blog yazmak için gün içinde bazı şeylerden feragat ediyor muyum?
.
Elbette blogunuzun olması büyük bir sorumluluk yüklüyor insana, blog hayatınızın bir parçası oluveriyor, aynı bir evlat gibi sizden ilgi-alaka bekliyor… Bir arkadaşım uzun zaman güncellenmeyen bir blogun ıssız, artık içinde insanların yaşamadığı boynubükük bir eve benzediğini yazmıştı, onu anımsadım birden, güzel bir benzetmeydi bence de... Özellikle yemek blogunuza gelip sizi ziyaret eden dostlar yeni tariflerizi görmek istiyorlar sayfanızda... Bu durum bilgisayar başında olmadığınız zamanlarda da yeni tarifler araştırmanıza, sorup soruşturmanıza neden oluyor :) Sağlığım yerinde oldukça bunu yapmaktan çok keyif duyuyorum ve yazmayı, araştırmayı aksatmamaya çalışıyorum… Ancak kendimin ya da sevdiklerimin hastalığı sırasında ya da iş yoğunluğumun arttığı zamanlarda ara vermişimdir yazmaya onun dışında aileme ayırdığım zamandan ya da iş yerimde çalıştığım zamandan ödün vermeden işten döndükten sonra geceleri oğlumu uyutunca yazıyorum tariflerimi ki bu biraz da olsa belki uykumdan feragat sayılabilir :))
.
3-Blog yazmak için gün içinde bazı şeylerden feragat ediyor muyum?
.
Elbette blogunuzun olması büyük bir sorumluluk yüklüyor insana, blog hayatınızın bir parçası oluveriyor, aynı bir evlat gibi sizden ilgi-alaka bekliyor… Bir arkadaşım uzun zaman güncellenmeyen bir blogun ıssız, artık içinde insanların yaşamadığı boynubükük bir eve benzediğini yazmıştı, onu anımsadım birden, güzel bir benzetmeydi bence de... Özellikle yemek blogunuza gelip sizi ziyaret eden dostlar yeni tariflerizi görmek istiyorlar sayfanızda... Bu durum bilgisayar başında olmadığınız zamanlarda da yeni tarifler araştırmanıza, sorup soruşturmanıza neden oluyor :) Sağlığım yerinde oldukça bunu yapmaktan çok keyif duyuyorum ve yazmayı, araştırmayı aksatmamaya çalışıyorum… Ancak kendimin ya da sevdiklerimin hastalığı sırasında ya da iş yoğunluğumun arttığı zamanlarda ara vermişimdir yazmaya onun dışında aileme ayırdığım zamandan ya da iş yerimde çalıştığım zamandan ödün vermeden işten döndükten sonra geceleri oğlumu uyutunca yazıyorum tariflerimi ki bu biraz da olsa belki uykumdan feragat sayılabilir :))
.
.
4-Blog yazmak benim için eğlenceli bir uğraşken şimdi artan bekleyiş yüzünden zorunlu bir hal almaya başladı mı?
.
Kesinlikle hayır, biliyorum ki yüzlerce dostum var paylaşım içinde olduğum ve insanlar neticede benim de yeri gelip yoğunluklarımın, hastalıklarımın, sıkıntılarımın olabileceğini anlayabilecek kadar içten ve samimiler, o elektriği alıyorum mesajlarından… Blogum sayesinde ülkemizden ve dünyanın pek çok yerinden belki hayatım boyunca tanıma fırsatı bile bulamayacağım insanlarla tanışma ve yazışma fırsatı buldum, bu anlamda çok mutluyum… Yazarken ilk günkü kadar heyecan duyuyorum ve eğleniyorum… Tek üzüntüm bazen bilgisayarın başına geçemeyecek kadar koşuşturma içinde ya da rahatsız olduğum dönemlerde bunu haber veremediğim için dostları meraklandırmak oluyor…
.
4-Blog yazmak benim için eğlenceli bir uğraşken şimdi artan bekleyiş yüzünden zorunlu bir hal almaya başladı mı?
.
Kesinlikle hayır, biliyorum ki yüzlerce dostum var paylaşım içinde olduğum ve insanlar neticede benim de yeri gelip yoğunluklarımın, hastalıklarımın, sıkıntılarımın olabileceğini anlayabilecek kadar içten ve samimiler, o elektriği alıyorum mesajlarından… Blogum sayesinde ülkemizden ve dünyanın pek çok yerinden belki hayatım boyunca tanıma fırsatı bile bulamayacağım insanlarla tanışma ve yazışma fırsatı buldum, bu anlamda çok mutluyum… Yazarken ilk günkü kadar heyecan duyuyorum ve eğleniyorum… Tek üzüntüm bazen bilgisayarın başına geçemeyecek kadar koşuşturma içinde ya da rahatsız olduğum dönemlerde bunu haber veremediğim için dostları meraklandırmak oluyor…
.
.
5-Blog yazmayı daha ne kadar sürdüreceğim?
.
Sağlığım yerinde olduğu, paylaşacak yeni şeylerim olduğu ve sizler de istediğiniz müddetçe burada sizlerle olacağım inşallah....
.
5-Blog yazmayı daha ne kadar sürdüreceğim?
.
Sağlığım yerinde olduğu, paylaşacak yeni şeylerim olduğu ve sizler de istediğiniz müddetçe burada sizlerle olacağım inşallah....
.
.
Safran