Safran
Malum havalar soğuk... Aman sizler kendinize dikkat edin böylesi soğuk günlerde… Sebzeye- meyveye ağırlık verin, balık yiyin, vücudun direncini arttırın ki hastalanmayın… Bugün sizlerle paylaşacağım da Ümit Usta’nın yemek kitabından görüp denediğim harika bir balık tarifi zaten… Yanında da salata güzel olur hani :) şöyle kara lahanalı, soğanlı, marullu bol vitaminli yani :)) Hamsili içli tava’nın tarifi Yemekler linkinde, deneyin çok seveceksiniz…:)

Hepinize yeni başlayan haftada işlerinizde kolaylıklar dilerim :) Sevgiyle kalın…:)

NOT: Bir dostumuz mesajında “Yumurtasız Kek” tarifimin linkini bulamadığını yazmış… Buraya tıklarsanız erişebilirsiniz, şimdiden ellerinize sağlık :)

Safran

Safran
Uzun zamandan sonra nihayet sizlerle olmanın heyecanı içindeyim, güzel dileklerini ileten ve bana yanımda olduklarını hissettiren tüm dostlarıma yürekten teşekkür ediyorum, iyi ki varsınız ...:)
Birbirimizle haberleşemdiğimiz bu 1-1,5 ay süresinde artan iş temposu ve aile içinde yaşanan sağlık sorunları nedeniyle ben de mutfakta biraz daha az zaman geçirebildim doğrusu. Bu vakit darlığı içinde ailece sevdiğimiz lezzetlere pratik bir biçimde ulaşmanın yollarını aradım... Bilmem "Kayseri Yağlaması"nı sevmeyeniniz var mı? Ama hamurunu hazırlamak, açmak ne kadar vakit alıyor değil mi? İşte bu nedenle Kayseri Yağlaması'nı hazırlamanız için pratik bir alternatif sunmak istedim... Hazır bazlama ile hazırlayabileceğiniz ve tarifini Yemekler linkinde bulabileceğiniz yağlamalar tek başına doyurucu ve besleyici ama bir o kadar da lezzetli bir akşam yemeği alternatifi olacaktır diye düşünüyorum...:) Hepinize sevdiklerinizle güzel bir gün ve işlerinizde kolaylıklar diliyorum, sevgiler...:)
Safran
Safran
Bugün karar verdim... 1,5 aydır tekrar tekrar denedim ve her seferinde aynı şekilde neticelendi ama bir kez daha deneyeceğim çünkü hepinizi çok özledim...
Blogger'la 1,5 aydır yazışıp soruna bir çözüm aradım...Safran Mutfakta'ya gönderdiğim tariflerimin, sayfama ve sizlerin sayfalarına gönderdiğim yorumların neden gözükmediğini öğrenmek için ama nafile, bir çözüm bulamadık... Bu kaçıncı denemem olacak ben bile hatırlamıyorum, dilerim bu kez sizlere ulaşır mesajım ve silinmez... Safran Mutfakta'nın diğer linklerinde bir sorun yok... Aslında ben sizlere tariflerimi ulaştırmaya devam ettim (Örn: Şirin Muffinleri var Tatlılar linkinde) ama ana sayfada yayınlayamadığım için doğal olarak haberiniz de olamadı...
Sayfamız ile ilgili bir dizi yeni düzenleme yapıyorum, eğer işe yararsa bu kez sizlerle sorunsuz ve kesintisiz olarak tekrar bir arada olabileceğimizi umuyorum... Tarifler kadar özleminiz de yüreğimde birikti kocaman oldu... Sorunsuz bir biçimde sizlerle tekrar buluşabilmek dileğiyle, hepinize sevgilerimi gönderiyorum...
Safran
Safran
Hepinize merhabalar canım arkadaşlarım :)))

Birikmiş izinlerin hepsini tüketip geldik ailece... :) Bu sene bizim için çok yorucu geçtiğinden eşime "-bu yaz iyi bir tatil yapalım" demiştim tamam ama bu kadar abartacağını ben bile düşünmemiştim doğrusu :))) Bodrum'dan 1 kez internete girme fırsatı buldum, sevgili Nilüfer'in "Ankara çok sıcak sakın gelmeyin!" uyarısını alınca dönüşümüz biraz gecikti :)) Döneli 1 hafta kadar oluyor ancak bu 1 hafta içinde tipik bir Türk kadını davranışı gösterip evin altını üstüne getirip deriiin bir temizlik yaptım (hoş hala bitmedi ya :) Hemen hepimiz böyleyiz galiba yola çıkmadan aynı derinlikte bir temizlik yapar gideriz (pek çok arkadaşımla sohbetlerimiz esnasında neden böyle yaptığımızı sorduğumda mantıklı bir neden bulamadık bu arada, sanırım annelerimizden gördüğümüzü aynen uyguluyoruz :))), döndüğümüzde sil baştan deriiin temizliği tekrar edip, tatilde kazandığımız enerjimizi burada 1 haftada heba ediyoruz :)) Şahsen benim öyle oldu... :)

Ankara'ya evime gelince buzdolabımın nedensiz yere çalışmaması beni çok şaşırttı, hele birde bilgisayarı açıp bloguma girmek istediğimde internet bağlantımın olmadığını görmek bardağı taşıran son damlaydı... Anlaşılan bizim evin eşyalarının tatili devam ediyor, daha varlığımıza adapte olamadılar :))) Bilgisyarım bana şu anda müsade etmişken hemen internete girip sizlerle hasret gidermek istedim, çünkü ben de sizleri çok ama çok özledim, dilerim bilgisayarda başka bir aksaklık çıkmaz da iletişimimiz yine aksamaz...

Neyse daha fazla lafı uzatmadan şu yukarda görmüş olduğunuz nefis balık köftelerinin tarifini Yemekler linkinde bulabileceğinizi belirteyim... Tatilde öğrendiğim pek çok güzel tarifi yapıp sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyorum... Şu günlerde buzdolabındaki sorun nedeniyle mutfakta çok fazla yemek pişmiyor, bu çok önceden hazırladığım bir tarif ama balık sezonu da açılmışken taze taze iyi gider ve değişik hoş bir alternatif olur diye düşünüyorum... Hepinize yeni başlayan haftada işlerinizde kolaylıklar diliyorum, sevgiler...:)

Safran
Safran

Merhaba sevgili dostlarım hepinizi öyle çok özledim ki… Elde olmayan sebeplerden dolayı 1-2 gün diye gittiğim seyahatim bir hayli uzadı, ancak mesajlarınızın hepsini her gün eşimden öğrendim… Tüm dostlarıma teşekkür ediyorum, sizleri de telaşlandırdım, hepiniz iyi ki varsınız… Ama bu olay da bana gösterdi ki çok güzel dostluklar kurmuş ve hepsi birbirinden değerli dostlar edinmişim… Bir insan için bundan daha büyük mutluluk olabilir mi? … :)

Gitmeden önce de belirttiğim gibi bu seyahat tatil amaçlı değildi ama işler bitmeyince uzadıkça uzadı. Bu arada internet kafelere uğrayacak vakit de olmayınca haber ulaştıramadım siz dostlarıma… Ama şimdi döner dönmez yazıyorum işte sizlere… :)

Gittiğim yerlerde pek çok yeni tarifler de öğrendim, zaman içinde paylaşacağım bunları sizlerle… Bugün için ise yine çok lezzetli, güzel yaza uygun tarifleri bulabileceksiniz aşağıda, içeriklerine ulaşmanız için adlarının üzerine tıklamanız yeterli… :) Neler yok ki;
- Tatlı krizi geliverdiğinde soğuk soğuk yiyebileceğiniz ve kalıptan çıkarırken parçalanan kekleri değerlendirmenin de :) en lezzetli yolu olan Kakaolu Toplar,
- Yaz mutfağımın vazgeçilmezi (hoş her mevsim bulgurdan vazgeçemem ben ya :)) Kısır,
- Brokoli ve havucun yoğurtla buluştuğu, çok pratik Havuç ve Brokoli Cacığı,
- Çayın yanında hafif bir şeyler atıştırmak isteyenlere Pazılı-Peynirli Börek, veee
- Tarifini Worldly Recipes’den aldığım ve çok farklı yerlerde kullanabileceğiniz değişik bir meze Ballı-Susamlı Havuç…Dilerim hepsini beğenirsiniz…:)

Bir gün daha Ankara’da olup bu sefer tatil için düşeceğim yollara… Yani Safran Mutfakta bu kez yaz tatiline giriyor… Ama kısmetse döndüğümde sizlerle paylaşacağım bir dolu yeni ve nefis tarif de cebimde olacak… :) Hepinize en içten sevgilerimi yolluyorum dostlarım, şimdiden güzel bir hafta sonu diliyorum…Hepinize İYİ TATİLLER !!!, görüşmek dileğiyle…:)))

Safran
Safran
Bugün sizlerle 2 lezzet birden paylaşmak istedim, biri epeydir denemek istediğim Havuçlu Mozaik Pasta, diğeri ise özellikle hafta sonu kahvaltı sofranızı pratik bir lezzetle renklendirebilecek, geçen gün acelemin olması sayesinde oluşturduğum :) Sebzeli Pizza…


Havuçlu Mozaik Pasta’nın tarifi Sofra Dergisi’nden Emine Beder’e ait…Dediğim gibi kaç zamandır denemek istediğim bir lezzetti nihayet yaptım ve çok hoşumuza gitti…Özellikle üzerine döktüğüm hindistancevizi ve yanına koyduğum kakaolu dondurma ile birlikte yerken cezerye yemiş gibi olduk, hatta görünümünden kabak tatlısı zanneden arkadaşlarımız bile oldu :) Denemek isterseniz ki ben çok tavsiye ederim, tarifi Tatlılar başlığında…:)


Sebzeli pizza ise tamamen aceleden ortaya çıktı ama şimdi çoğunlukla böyle yapıyorum :) Çok acil bir pazar kahvaltısı hazırlamam gerekliydi, yani sofra zengin olmalıydı ama çabuk da olmalıydım :) Sizlerle daha önce paylaştığım Ocakta Tencerede Pizza tarifini hatırlayacaksınız… Bunun zemin hamuru tarifinden yararlanarak üst malzemede küçük bir değişiklikle bu lezzetle tanışmış oldum, denemek isterseniz tarifi Tuzlular başlığında…

Sevgili dostlar, ben çok kısa bir süre için Ankara dışına gidiyorum… Tatil amaçlı değil gidişim dolayısıyla umuyorum ki kısa zamanda tekrar sizlerle birlikte olacağım… Söz :) siz daha bu lezzetleri denemeden dönmüş olacağım ve yeni tariflerle yine birlikte olacağız… Hepinize en içten sevgilerimi gönderiyorum, hoşçakalın… :)

Safran

Safran
Geçen gün pazara gidince asma yapraklarının o güzel görünümüne karşı koyamayıp tazesinden biraz sarmak için aldım… Sardım sarmasına da içinden sarılamayacak derecede küçükleri çıktı, o kadar tazeciklerdi ve renkleri öyle güzeldi ki bunlarla mutlaka bir şeyler yapmalıyım dedim ve böyle bir çorba oluşturdum… Sonunda lezzeti öyle hoşumuza gitti ki, hani bazen taze yaprak artar ya da salamura yaprağı çokça çıkarırısınız da sardıktan sonra gerisini ne yapacağım diye düşünürsünüz ya, böyle bir çorba neden olmasın? Üstelik çok da sağlıklı, diyet yapan arkadaşlarımız için de birebir, içinde her şey var, uzun süre tok tutuyor ama çok hafif… Artan yaprağınızı derin dondurucunuza atıp kışın istediğinizde bu çorbadan yapabilirsiniz :) Denemek isterseniz tarifi Çorbalar başlığında…:) Yeni haftanızın güzel geçmesini dilerim :) En içten sevgilerimle…:)

Safran

Safran
Değerli blogger arkadaşım ve adaşım Saffron, birkaç ay önce “Patates-Ispanak ve Peynirli Parathas” adında çok lezzetli Hint yassı ekmekleri (Türkçede “bazlama” olarak da biliriz) hazırlamıştı. O zamandan beri Saffron’un da dediği gibi “yeşim taşı rengi” bu bazlamaları denemek istiyordum, çünkü çok farklı bir tarif olmasına rağmen bizim damak tadımıza oldukça uygun… Nihayetinde annemle bu tarifi malzemelerde minik değişiklikler yaparak denedik ve bayıldık lezzetine… Daha öncede yazdığım gibi bu tarif içinde peynir, patates ve ıspanak içeriyor, dolayısıyla bu ekmekleri, seçici miniklerinize peynir, patates ve ıspanak yedirmek için gerçekten çok güzel bir alternatif olarak değerlendirebilirsiniz…:) Örneğin, küçük oğlum Mert bu ekmekleri çok sevdi :) Bazlamaların tarifini Türkçe olarak Ekmekler linkinde, İngilizce olarak Saffron’un güzel blogunda hazırlanma aşamalarının harika fotoğraflarıyla birlikte bulabilirsiniz…Sevgili Saffron bu lezzetli tarif için tekrar teşekkür ederim :) Türkiye’den en iyi dileklerimle :)

Bugün sizlerle paylaşacağım diğer bir tarif de benim hamarat ama bir o kadar da mütevazı olduğunu bu tarif vasıtasıyla öğrendiğim arkadaşım sevgili Hatice’den… Semaver’de Hatice harika bir tiramisu tarifi vermiş ve adına mütevazılık gösterip sadece “Kolay Tiramusu” demişti :) Ben izni olursa bu adı “ Ultra Kolay, Pratik, Lezzetli ve Mükemmel Tiramisu” olarak değiştirmek istiyorum :))) Sizlere de denemenizi tavsiye ediyorum :) Resimde görmüş olduğunuz tiramisu diliminin sadece 5 saniye kadar bir süre içinde ben ve ailem tarafından yenmiş olduğunu belirtmeliyim galiba lezzetine bir kıstas olarak :) Tarifi burada…Çok teşekkür ederim Hatice’ciğim tarif için, en içten sevgilerimi gönderiyorum…

Eveet, sevgili Safran Mutfakta dostları, bugünlük benden bu kadar, sizleri bu 2 güzel tarifle başa başa bırakıyorum, önümüz hafta sonu belki denemek istersiniz diye…:) Şimdiden güzel bir haftasonu geçirmenizi diliyorum sevdiklerinizle, ağız tadıyla…En içten sevgilerimle :)

Safran


Potato, Spinach & Cheese Parathas (Indian Flat Bread)

Dear Saffron who is one of my blogger friends and namesake :) prepared a delicious kind of Indian flat bread named “Potato, Spinach & Cottage Cheese Parathas” a few months ago… Since that time, I’ve wanted to try this “pale jade color” (as Saffron said) flat bread (in Turkish we know “Bazlama”). Because this is really a different recipe, but convenient to our taste habits. Eventually, we tried this recipe with my mother with little differences in ingredients list and we love it! As I wrote before, the recipe contains cheese, spinach and potato, so you can utilize this flat bread for your picky eater children as a really good alternative for eating them spinach, potato and cheese…For example, my little son Mert liked this bread very much :) The recipe of bread in Turkish is in Bread link, in English is in Saffron’s lovely blog :) Also you can find the preparation stages of flat bread with Saffron’s wonderful photographs there…Dear Saffron, thank you for your delicious recipe again :) Best regards from Turkey :)

Safran

Safran
Bugün sizlerle çok pratik ama bir o kadar da lezzetli iki tarifi paylaşmak istiyorum :) Birisi “Fırında Mantar Güveç”, bir diğeri ise sevgili Gülnur’un Sweet Moments’da tarifini verdiği (çok teşekkür ederim :)) “Çikolatalı Sufle”… Her ikisinin de hazırlanması oldukça çabuk ve tatlarına da doyum olmuyor :) Ben bu haftasonu soframda bu iki tarife de yer verdim ve çok sevdik, sizlerinde beğeneceğinizi umuyorum… Fırında Mantar Güveç tarifi Yemekler başlığında, sevgili Gülnur’un nefis Çikolatalı Sufle tarifi ise burada…:) Yeni haftanızın güzel geçmesini diliyorum, en içten sevgilerimle :)

Safran

Safran
Ne zamanlardır Safran Mutfakta’nın özellikle "Ekmek makinesi-Ekmekler" bölümüne değerli yorumlarını bırakan dostlarımıza verdiğim bir sözü tutma zamanı bugün :) Benden ekmek makinesinde güzel sonuç veren “tam buğday unlu ekmek” tarifi istemiştiniz, ben de denedim geçtiğimiz gün, sanırım çok memnun kalacağınız bir tarif çıktı ortaya, bugün sizlerle paylaşıyorum Ekmek Makinesi-Ekmekler başlığında…:)

Yalnız o mu ? :) Hem de üstünde zeytin ezmesi sürülmüş bir şekilde paylaşıyorum ekmeğimi, yalnız bu zeytin ezmesi hazır değil, ev yapımı… Geçen gün markette gözlerim fal taşı gibi açıldı :) Canım epeydir almadığım zeytin ezmesinden isteyince marketin rafından kavanozu alıp üzerinde yazan hiç bilmediğim katkı maddelerini okuyunca almadım, eşim de sağolsun (!) canım zeytin ezmesi çekti, kendim evde yapayım diye ;) zeytin alınca ben de Tuzlular başlığında tarifine yer verdiğim ezme formülünü geliştirdim :) çok ama çok sevdik biz, denerseniz dilerim siz de beğenirsiniz…

Bugün yer vereceğim son lezzet sevgili Zinnur’dan… Sizlere daha önce de bahsettiğim “Kakao ve Yeşil Çaylı Kurabiyeler”i yapmış ve tarifine Bizim Pastane’de yer vermiş… Hemen denedim tabii… Aromasıyla, şekliyle her şeyiyle mükemmel bir kurabiye tarifi arıyorsanız tam size göre derim, bizim evin vazgeçilmezleri arasına girdi bile, tarifi burada… :)

Hepinize mutlu ve sevdiklerinizle beraber geçireceğiniz güzel bir hafta sonu dilerim şimdiden, en içten sevgilerimle…:)

Safran

Safran
Geçtiğimiz haftalarda bir gün Bizim Pastane’ye gidip sevgili Zinnur’u ziyaret etmiştim… Birbirinden güzel tarifleri okuyup resimlerine bakarak sayfada aşağıya doğru gidiyordum ki o da ne! Resimlerden bir tanesinin köşesinde yer alan minik bir parça o kadar hoşuma gitti ki anlatamam… Daha sonra Zinnur’dan yeşil çay ve kakao ile yapıldığını öğrendiğim çok güzel kahverengi-yeşil damalı kurabiyeler bana göz kırpmaktaydılar resimden… Zinnur, tarifini yazacağını yeşil çaydan yapıldığını söyleyince tarifi bekledim (hoş hala bekliyorum ya :) sonra bir gün mutfaktayken aklıma harika bir fikir geldi (gerçi aklıma bu fikrin gelmesinde eşimin İspanya’dan getirdiği naneli çikolatalardan 10 saniye önce yemiş olmamın etkisi de olmuş olabilir tabi ama neyse :)) kurabiyelere yeşil renk vermek için neden nane kullanmayayım diye düşündüm, nane ve kakao birbirine yakışan lezzetler çünkü… Sonra sizlerle Tatlılar başlığında paylaşacağım tarifi oluşturdum ve hamurun yarısı naneli, yarısı naneli-kakaoluyken yine fimocu damarım tuttu ve kurabiyelere yaprak tekniğini uyguladım :)) Kurabiyeleri damalı yapmadım çünkü daha önce paylaştığım Vanilyalı Parke Kurabiye tarifimde neredeyse dama benzeri bir doku oluşturmuştum… Bu tarifte de sonuçtan çok ama çok memnun kaldım, hepinize özellikle de naneli tatları sevenlere tavsiye ederim, deneyin çok beğeneceksiniz…:) Uğraştırıcı bulursanız yaprak şekli vermeden de naneli ve kakaolu hamurunuzla istediğiniz şekilde kurabiyeler çıkartabilirsiniz ortaya :) Hepinize şimdiden afiyet olsun diyorum ve yeni başlayan haftada işlerinizde kolaylıklar diliyorum :)


Not :

Fimoyla ilgilenenler için gül ve yaprak tekniği ile hazırlamış olduğum takı setine Fimo bölümünde yer verdim, sevgilerimle…:)


Safran

Safran
Geçtiğimiz gün Hacı Arif Bey’e kardeşimin davetlisi olarak yemeğe gittik… Burası Ankara’nın seçkin mekanlarından birisidir ve yemekleri gerçekten çok lezzetlidir… Sevgili kardeşim “sarma beyti”yi önerince hiç itiraz etmeden kabul ettim çünkü kendisinin hassas damak zevkine çok güvenirim… Seçimimizi yaptıktan sonra siparişlerimizi almaya gelen garsonumuzun gözleri, benim 1,5 porsiyon ısmarlamamla fal taşı gibi açıldı, çünkü masada bulunan herkes 1’er porsiyon ısmarlamıştı, ben de açıklama yapmak durumunda kaldım minik oğlum Mert’e de yedireceğim için o kadar fazla ısmarladığımı :)) Neyse siparişlerimiz geldiğinde de aynı espri döndü tabii, çünkü servisi yapan diğer arkadaş konuyu bilmediğinden 1,5‘luk kocaman tabağı eşimin önüne koymaya teşebbüs ederken “o tabak hanımefendinin!” uyarısıyla o da bana tuhaf tuhaf baktı, aynı açıklama O’na da yapıldı :) Sonuçta mükemmel bir lezzet bizleri bekliyordu ve inanın çok beğendik… :))


Mert’in özellikle karnı bir miktar doyduktan sonra yemeğinin gerisini dolaşarak yemeyi seviyor olması bize dışarıda yemek yediğimizde sıkıntı yaratan bir durum oluyor. Onu anneanneye bırakıp yemeğe gidince de boğazımızdan geçmiyor, inanın çok özlüyoruz, yemek içimize sinmiyor… Bu nedenlerle beğendiğimiz lezzetleri evde yapmanın yollarını aramaya başlıyorum… Biz de orada yediğimiz sarma beytiyi o kadar beğendik ki, ben bunun üzerine acaba bu lezzeti evde nasıl yapabilirim diye düşünmeye başladım o günden beri, bir sürü de tarif buldum beyti ile ilgili… Baktım ortak malzemelerin yanı sıra hepsi farklı malzemeler de içeriyor ben de hepsinden karma bir tarif oluşturdum ve resimde gördüğünüz tabak çıktı ortaya… Tadını biz çok sevdik, dilerim sizler de beğenirsiniz… Ev Usulü Sarma Beyti’yi denemek isterseniz tarifi Yemekler linkinde… Hepinize kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum, afiyetle kalın :)


Safran
Safran
ÇİLEK SEPETİ, ÇİLEK EKMEĞİ ve ÇİLEKLİ-MUZLU CHEESE KEK


Bu ayki Ye-10 etkinliğinin konusu da pek lezzetli seçilmişti, konumuz “Çilek”…:) Görüntüsünün bile tek başına insanı cezbetmeye yettiği düşünülürse, etkinlik kapsamında çilekle yapılan ne kadar güzel tarifler bizleri bekliyor kim bilir…Bu nedenle, bu denli güzel bir konuyu seçen ev sahibemiz Tuğçe’ye teşekkür ediyorum…

Ben bu etkinlik için 3 tarif hazırladım, elimde yeni yaptığım taze taze bir sürü çilek reçelim de varken bazı tariflerde bunları da değerlendirmek istedim…Hazırladığım tariflerden ilki “Çilek Sepeti”, ikincisi “Çilek Ekmeği”, üçüncüsü ise “Çilekli-Muzlu Cheese Kek”….


Çilek Sepeti” dedim ilk tarifime, çikolatadan hazırladığım bir sepetle beraber sunduğum için bu adı verdim… Geçtiğimiz gün mutfağa girdiğimde öylesine deneyerek ortaya çıkardığım bir lezzet oldu. Düşündüm, bisküvili pasta yaparız ama hep kakaolu, neden çilekli de olmasın dedim ve bisküvili pastaya çok benzeyen bir mantıkla bu tarifi oluşturdum, tadanlar bayıldılar lezzetine, umarım sizler de beğenirsiniz, tarifi Tatlılar linkinde…


İkinci tarif ise, ekmek makinesinde ya da fırında pişirebileceğiniz “Çilek Ekmeği”…Tarif All Recipes’den Ellen Rainey’e ait… Tarifin içinde çok bulduğum yağ ve yumurta miktarı gibi değerlerde biraz oynama yaptım ve biraz da süt ekledim ama lezzeti çok güzel oldu, siz diyin ekmek ben diyeyim kek…:)) Tatlı ekmekleri sevenler için birebir :) Hatta aklıma bu ekmeği yaş pasta pandispanyası (pasta keki) olarak kullanmak bile geldi…:) Ellen Rainey’in de belirttiği gibi sıcak ya da soğuk, kahvaltıda ya da tatlı olarak yiyebileceğiniz, değişik ama bir o kadar da lezzetli bir tarif ve ailenizin tümü için favori olmaya aday…:) Biz yedik çok sevdik, sizlere de denemenizi tavsiye ediyorum…:) Tarifi Ekmek Makinesi-Ekmekler linkinde…


Üçüncü tarifim, Cooks.com’da bulduğum ve hep denemek istediğim bir Cheese Kek tarifiydi: “Çilekli - Muzlu Cheese Kek”… İçerisinde hem çilek hem de muz olan bu tarifi, bu güzel etkinlik vesile oldu denedim ve biz yemeye doyamayıp ikinci kez yaptık evde :)) Tarifi Tatlılar linkinde…


Bu etkinliğin bilmediğimiz pek çok çilekli lezzetle bizleri buluşturmasını diliyor, ev sahibemiz olan sevgili Tuğçe’ye seçmiş olduğu tema için tekrar teşekkür ediyorum, sevgiyle kalın, ağzınızın tadı bozulmasın, iyi bir hafta dilerim :)


Safran

Safran
Safran

KAYISILI-PORTAKALLI-ÇİKOLATA PARÇACIKLI PASTA ve MAKARNA SALATASI


İlk iki bölümün beğenilmesi üzerine “Doğumgünü Menüsünden Lezzetler” adlı lezzet dizimizin 3. bölümünü çektik :))) Şaka bir yana :) Mert’in doğum günü menüsünden aktaracağım son 2 lezzeti aşağıda sizlerle paylaşıyorum…

Bunlardan ilki yani ”Kayısılı-Portakallı ve Çikolata Parçacıklı Pasta”yı yedek pasta olarak yapmıştım, olur da benim oğlan Araba Pasta’yı kestirmez yedirmezse diye :)) Bu tarifin özelliği pek çok pastadakinin aksine meyvelerin ve çikolata parçacıklarının ara katlarda yer alan kremanın içine değil pandispanyanın (pastanın kekinin) içine konarak pişirilmesi ve orada yer alması… Pasta kekinin tarifi Tuba Düzdokur’a ait, aslında bu bir muffin tarifi olarak verilmiş ama ben geniş bir kalıpta yapıp pandispanya olarak kullandım… Pastanın malzemelerini ve yapılışını Tatlılar, Pastalar linkinde bulabilirsiniz :)

Makarna salatası ise sevgili anneciğimin eseri, Ümit Usta’nın tarifini uygulamış…Yaptığımız iş bölümü gereği doğum gününün tuzlu şefi oldu kendisi :)) Annemin makarna salatasının tarifi Salatalar linkinde… Buradan tekrar teşekkür ediyorum, ellerinden öpüyorum anneciğimin :) Hepinize ağız tadıyla geçecek güzel bir hafta sonu diliyorum, sevgiler :)

Önemli not!

Biliyorsunuz bu hafta sonu Anneler Günü var, ne alacağınızı düşünüyorsanız bir önerim var… Gidemeyecek kadar uzaktaysanız bir telefon açmanız, gidebilecek mesafedeyseniz gidip ellerini öpmeniz, içten bir sarılışınızla beraber “seni seviyorum canım annem, iyi ki varsın” demeniz aslında onlar için yeterlidir biliyorum… Ama giderken güzel bir çiçek alıp, yanı sıra kendisi için kendi ellerinizle hazırladığınız onun da sevebileceği türde bir pasta, kurabiye ya da tuzlu bir çeşit de götürmeye ne dersiniz? Kendisi için vermiş olduğunuz emeğe mutlu olmayacak anne yoktur diye düşünüyorum :) Bu pasta da benden hepinizin değerli annelerine hazırlanmış olsun, sevgiler...:)

Safran

Safran

MİLFÖYLÜ ÇÖREKLER, PALYAÇOLU HUMUS ve PATATES SALATASI


Mert’in doğum gününden lezzetli tarifleri siz sevgili dostlarla paylaşmaya devam ediyorum…:) Bugün milföylü çöreklerin, palyaçolu humusun ve patates salatasının tariflerini sizlere sunuyorum... Milföylü çörekler genel olarak benim en sevdiğim çeşitlerden biridir, çünkü yapımı toplam 10 dakika alır, çok pratiktir ve hep beğenilir, misafirin yanında yüz ağartan cinsinden yani :)) Hatta birkaç kez aniden gelen misafirler içeride otururken çay demlenene kadar yapmışlığım bile vardır :)) Tarifi Tuzlular başlığında…


Palyaçolu humus, geçen gün de yazdığım gibi sevgili Işıl’ın “Palyaço Pastası” yetişmeyince onun için hazırlanan şablonun değerlendirilmesi için yapıldı ama doğum günlerinin sembollerinden biri haline gelen palyaço teması, uygulandığı humusla birlikte sofraya çok yakıştı, çok beğenildi :) Palyaçolu humusun tarifi, sevgili anneciğimin hazırladığı patates salatasının tarifiyle beraber Salatalar linkinde…Hepinize güzel bir gün diliyorum, sevgiler…:)

Safran
Bundan 2 sene önce bugün yani 8 Mayıs’ta dünyanın en güzel hediyesini aldım Anneler Günü’nde… Mert doğduğunda saat gece yarısına yakındı ve ertesi gün yani 9 Mayıs, Anneler Günü’ne geliyordu o sene :) … Mert’i karnımdayken konuşup 5 Mayıs’ta yani anneannesinin doğum gününde doğması konusunda ikna etmeye çalışmıştım :) ikinizin doğum gününü de bir arada kutlarız bak demiştim ama :))) Mert 8 Mayıs’ı seçmişti bir kere, bu sayede yaşadığım müddetçe bana Anneler Günü hediyesi almaktan da yırtmış oluyordu :) çünkü doğduğu gün üç gün aşağı beş gün yukarı Anneler Günü’yle çakışıyor her sene ve benim fındık burunum hayatta kendisinden daha fazla beni mutlu edecek hiçbir hediyenin olamayacağını hatırlatırcasına bugün doğdu 2 yıl önce, iyi ki doğdun oğlum, iyi ki varsın… :)

8 Mayıs bu sene Pazartesi’ye geldiği için tüm sevdiklerimizi bir arada görebilmek adına Pazar günü toplandık… Çok heyecanlıydım ve aklımda yapacak onlarca tarif vardı, değerli arkadaşlarımın, dostlarımın sitelerinde görüp beğendiğim ve yapmayı planladığım bir sürü tarif içinde kimisini yapabildim, çoğuna da zamanım yetmedi, anneciğim de sağolsun doğum günü sofrasına güzel lezzetler kattı… Sofrada neler mi vardı ?:


  • Araba pasta (Fikir anneliğini Mert’in teyzesi Evren yapmıştı :) ... Pastanın, tarifini eski bir kitabımdan bulduğum, fırında ve ekmek makinesinde yapabileceğiniz çok güzel, ıslak kek tadında bir keki var)
  • Sigara böreği
  • Palyaçolu humus (Sevgili Işıl’ın palyaço pastasına vakit yetişmeyince, şablon bu şekilde değerlendirildi :))
  • Mini simit ve sandviçler


Bugün sizlerle bu güzel lezzetlerden ilk olarak “Araba Pasta”nın yapılışını paylaşmak istiyorum Tatlılar, Pastalar linkinde… Kısmet olursa ilerleyen günlerde diğer tarifleri de yazacağım inşallah…:) Doğum günü için bu güzel yiyecekler dışında başka hazırlıklar da yaptım… Sevdiklerinin, çocuklarının doğum gününü kutlama hazırlığı içinde olanlar varsa onlara da fikir vermesi açısından 1 haftadır yaptığım hazırlıkları kısaca özetleyeyim… Önce Mert için evi süsledim tabi, rengarenk balonlar, süsler vb :) Yine Mert’in 2 yıldır çektiğimiz resimlerinden en komiklerini ve özellikle gelen konuklarımızın da içinde olduğu kareleri seçerek bir fotoğraf CD’si hazırladım, inanın bakmak çok keyifliydi, hepimizi güldürdü :) Misafirlerimize ayrıca bugünden anı olarak kalması için sevdikleri renkleri dikkate alarak fimodan üzerinde adları yazılı doğum günü mumu şeklinde biblolar yaptım, Avustralya Lamingtonları’nın üzerine koyup her birini sahibine ikram ettim :) Yine bugünün anısı olarak misafirlerimize oğluma çok benzeyen yandaki resimdeki süs bebeklerden hediye ettik, baktıkça Mert’i ve bu güzel günü hatırlasınlar diye… Mert de aşağı kalmadı tabi :) konuklarına kendi yaptığı resimleri hediye etti :) Konuklarımıza ayrıca birer kağıt dağıttık ve onları yazılı yaptık :) daha doğrusu onlardan Mert’in okuması için geleceğe kısa birer mektup yazmalarını rica ettim ve sağolsunlar beni kırmadılar…:) Arada benim edebiyatım kuvvetli değil deyip itiraz edecek gibi olanlar olduysa da diğer konuklarımızın da desteğiyle isyanlar kısa sürede bastırıldı ve mektup yazmaları sağlandı :)) Kısacası doğum gününde tüm sevdiklerimizle beraberdik, hepsi gelmişlerdi, onları buradan öpüyorum ve çok teşekkür ediyorum bu mutluluğu bizimle paylaştıkları ve bu güne anlam kattıkları için, iyi ki varsınız…:) Çok hoş bir gün oldu ve tatlı bir yorgunluk bıraktı geride, biraz da neden bilmem çok heyecanlandım bu doğum günü için onun etkileri de var hala üzerimde, o nedenle bugünlük sadece araba pastanın tarifini siz sevgili dostlarla paylaşabiliyorum, en kısa zamanda doğum günü menüsünün diğer tarifleriyle de buluşmak dileğiyle sevgiyle kalın, iyi bir hafta diliyorum :)

Safran

Safran
Pek çok yörede haşhaşlı ve/veya tahinli yapıyorlar nokulu, ben sadece annemin memleketi Isparta’ya özgü sanırdım, Ye#9: Yöresel Yemekler etkinliğinde bir baktım değilmiş, birçok yörede de yapılıyormuş, adına “nokul” yerine “lokum” da denilebiliyor… Sevgili Devletşah’ın sitesinde “Haşhaşlı Lokum”un videosu var ve yapılışı çok güzel anlatılmış, bugün ben sizleri nokulun ya da lokumun :) Isparta’da yapılan diğer şekliyle yani peynirli-maydonozlusu ile tanıştırmak istiyorum :) Annem, biz küçükken her hafta sonu bu şekilde yapardı, evi mis gibi kokular sarar pişerken…:) Hepinize tavsiye ederim nokulun bu çeşidini de; hem pratiktir, hem bereketlidir, hem de çok lezzetlidir… Hafta sonu kahvaltınız için çayın yanına yapmak isterseniz tarifi Tuzlular başlığında... :)


Bu nokul yukarıda da yazdığım gibi annemin bana öğrettiği bir tarif, bugün sizlerle paylaşmak için tesadüfen seçmedim ama, bugün annemin doğum günü, buradan kendisini öpüyorum ve nice yıllara canım anneciğim diyorum :) Kendisine güzel bir pasta eşliğinde doğum günü dileklerimi göndermek isterdim ama hem şeker hastası anneciğim, hem de tuzluları daha çok sever :)) Bu arada bu hafta sonu tatlı bir telaşım daha olacak benim, neden mi? Nedeni sürpriz olsun :) Pazartesi yazarım kısmetse :) Yarın kutlanacak Hıdırellez Bayramınızı şimdiden kutluyorum :))) Hepinize iyi bir hafta sonu diliyorum, sevgilerimi gönderiyorum :)


Safran

Safran
Hiç yeşil mercimekten yapılan helva denediniz mi? Benim cevabım düne kadar hayır olurdu ama bundan sonra çok sık yapacağım bir tarif buldum :) Hani sizlerle geçtiğimiz gün Fırında Yoğurtlu - Köfteli Kebap tarifini paylaşmıştım… Bu tarifi çekmecemde bulduğum kitaplarımın arasından çıkan bir kitapçıktan aldığımı söylemiştim, işte bu tarif de o kapağı bile yırtılmış eski kitabımdan… Bu helvayı çok beğeneceğinizi umuyorum, çok değişik ve hoş bir lezzet çıktı ortaya, yapımı da bir hayli pratik… Tadı hem helva gibi hem de bir nevi puding gibi oldu diyebilirim… Tarifi Tatlılar linkinde...Tatlı ve çikolata düşkünü miniklerimize :) yeşil mercimek yedirmek için lezzetli bir alternatif, aynı zamanda tüm aile için de tadına doyulmaz bir lezzet…Hepinize şimdiden afiyet olsun, sevgiler :)


Safran

Safran
Geçtiğimiz günlerde sevgili Hatice, Portakal Ağacı’nda sebze yatağında tavuk pişirmişti fırında… Ben tavuğu severim malum :))) her türlüsünü, ama bu tarifin en sevdiğim yönü tavuğun bütün halinde fırınlanmış olmasıydı… Genellikle parça tavuk alırım ben de çoğu insan gibi, ama bu tarifin resmini görünce bütün bir tavuk pişirme isteği geldi içime… En sonunda geçtiğimiz hafta bunu gerçekleştirdim, çok sevdiğim bir sos tarifiyle tavuğumu pişirdim bütün olarak… Bu sos, birkaç bildik sos tarifinin karışımıdır ve zaman içerisinde evdekilerin damak tadına uygun olarak geliştirdiğim bir formülü var… Tavuğunuzu, hazırladığım sosla fırında nasıl pişirebileceğinizi Yemekler linkinde bulabilirsiniz… Bu sosu kullanarak parça tavuklarınızı ya da hindinizi pişirebilir, pişireceğiniz malzemeyi bu sos içerisinde 1 gece buzdolabında ağzı kapalı bir kap içerisinde bekleterek çok daha büyük bir lezzet yakalayabilirsiniz…


Pilava gelince, o tamamen malzeme yetersizliği sonucunda ortaya çıktı diyebilirim :))) Annemin her zaman üstünde durduğu ve sık sık altını çizdiği bir konu vardır :)) “Bir hanım evindeki malzeme bitmeye yakınken yenisini tedarik etmeli ve malzeme evde hiç eksik olmamalıdır...” der, bir nevi malzeme zincirinin sürdürülmesi gibi yani :))) Ancak geçen hafta, haftasonu alışverişi ev içeri hepimizin rahatsız olması ve evde hayati bir eksik olmaması :) nedenleriyle iptal edilince, devam etmesi gereken malzeme zinciri kuru soğandan yana kırıldı ve bulgur pilavında kullanılamadı… Ben de tutturunca illa bulgur pilavı diye (zira bu soslu tavuğa en çok bulgur pilavı yakışır) pilavı evde bulunan pırasa ve mantarla yaptım, sonuç mu? Belki eve daha çok pırasa daha az kuru soğan almalı :)) Denemenizi tavsiye ederim bu güzel lezzeti de, tarifi Pilavlar linkinde… Yeni başlayan haftada hepinize işlerinizde kolaylıklar dilerim, sevgiler :)


Safran

Safran
Herşey Derya Baykal’ın televizyondaki programını izlerken başladı geçen sene…:) Programı tesadüfen yakalamıştım hem de tam ortasından…Ekrandaki hanım elinde oyun hamuruna benzer ama ondan farklı olduğunu belirttiği renkli hamurlarla bir çiçek deseni ortaya çıkarmıştı, çok etkilendim, kullandığı malzemenin “fimo” olduğunu öğrendim…Program bittiğinde bizim Mert’in oyun hamurlarını aşırıp :) küçük bir deneme yaptım bakalım yapabilecek miyim diye, eh fena olmamıştı ama çok keyifliydi ve ben dinlendiğimi hissetmiştim bu işi yaparken…Ama tabi bu ilk denememi normal oyun hamuru ile yaptığımdan saklayamazdım uzun zaman, bunun için fimo gerekliydi…O günden sonra Ankara’daki bütün büyük market ve kırtasiyelerde fimo aradım ama yoktu…Ben de birşeyi yapamaya heveslendim mi içim kıpır kıpır olur, yerimde duramaz heyecanlanırım, hamurları bulamayınca çok üzülmüştüm…Sonra 31 Aralık 2005 gecesi eşimin uzattığı paketin içinden rengarenk fimo hamurları çıktı, havalara uçtum, bulmuştu benim için onları…Dedim ya tez canlıyım ben, ertesi günü zor ettim ve hemen fimodan takılar yaptım önce, sonra aile bireylerine biblo vb. gibi küçük hediyeler…:)


Fimo, benim yemek yapmak dışındaki ikinci tutkum oldu… Safran’ın mutfağında, fırınımda pişen diğer bir hoşluk benim için… En güzel yönü de kıyafetinize göre hiç aksesuar sıkıntısı çekmiyor olmanız :)) Hamurlarla gereken tonu elde edip istediğiniz formda boncuklar üretiyorsunuz, dışarıdan belki de pahalı bir fiyata alabileceğiniz takıları evde istediğiniz renkte ve modelde yapabiliyorsunuz, ev fırınında pişirip, son dizaynını yapıp takıp çıkıyorsunuz :) Belki birgün yaptıklarımı sizlerle paylaşırım diye Linklerim bölümünde "Fimo" diye bir bölüm bile oluşturmuştum vaktiyle, kim bilir belki arada sizlere sürpriz yapar eklerim yaptıklarımın resimlerini…:) Fimoda benim çok sevdiğim bir teknik var “parke tekniği” diye, dün kurabiye yapacaktım “vanilyalı”…Dr Oetker paketinin üzerinde görüp denediğim ve çok beğendiğim bir tarif… Ben fazladan hamurun yarısına kakao koyarım hep, birde içine konan yağ ve şeker miktarını da bir hayli azalttım ben… İşte yine bu kurabiyeden yaparken parke tekniği uygulamak geldi aklıma bu 2 renk hamurla… Çocuklarınızla birlikte mutfakta hoşça vakit geçirebileceğiniz, üzerinde çalışması, istenilen şeklin verilmesi çok kolay bir kurabiye hamuru bu… Tadanlar da şeklini ve lezzetini çok beğenince, ben de bundan cesaret alarak sizlerle bu kurabiyelerin tarifini ve yapılışını Tatlılar başlığında paylaşmak istedim… Tarifini yazarken ben de anlattım ama yapılışını resimlerle görmek isterseniz, resimlere “parke tekniği” linkinden ulaşabilirsiniz… Oradaki fimo hamurlarını sade ve kakaolu kurabiye hamuru gibi düşünün ama olur mu? :)) Hepinize kucak dolusu sevgiler :))


Safran

Safran
Geçtiğimiz gün Safran yine mutfağına gitti ama minik oğlu biraz rahatsız olduğu için hemen onun yanına dönmek, oğluyla ilgilenmek istedi, orada mutfakta fazla oyalanmak istemedi, bu nedenle doğaçlama olarak bu tarifi yaptı, çabucak olsun da oğlu yesin diye… Amacı oğluna güzel bir sunumla bol sebze yedirip biran evvel toparlanmasını sağlamaktı, zira küçük bey sunum kısmına çok dikkat eder yemeklerde bacak kadar boyuna bakmadan…:))

Amacıma ulaştım sayılır en azından sebze yedirmek konusunda :) tam olarak iyileşmesi için oğlumun biraz daha zaman var sanırım… Çabucak ayağa kalkması için tüm besin gruplarını bir arada içeren bir tarif olsun istedim ve bunun için böyle bir tart iyi bir fikir diye düşündüm… Kafesli tartlar görünüm olarak beni yakalamıştır hep, çok severim… Ama zamanım olmadığından uzun uzadıya hamurunu hazırlayacak kadar bekleyemedim ve milföyden yapmaya karar verdim… İçine de evdeki bütün sebzelerle beraber didilmiş tavuğu ekledim… Sonuçta pişen tartın içindeki renk cümbüşü baharda açan rengarenk çiçeklere benzeyince bu tarife “Milföylü Bahar Tartı” adını verdim :) Resimdeki tartı 2. yapışımda çektim, çok sevdik biz bu lezzeti...Sanırım özellikle çalışan arkadaşlarımız için de pratik ve yararlı bir tarif ortaya çıkmış oldu böylece, deneyince çok beğeneceğinizi umuyorum. Üstelik ertesi güne kalsa da buzdolabına bir folyo sararak kaldırdığınızda tadında da bir bozulma olmuyor, yine lezzetini koruyor, ısıtıp fırında tekrardan yenebiliyor… Tartın tarifi Yemekler linkinde... Bu arada geçtiğmiz günlerde sevgili Cennet ve sevgili Defne beni sobelemişlerdi, ben de arkadaşlarımın 2 sobesini de kendilerine sevgiler göndererek cevaplıyorum hemen, cevaplarımı Genel başlığında bulabilirsiniz...Hepinize mutlu ve sağlıklı olacağınız bir hafta dilerim, sevgiler :)

Safran

Safran
Geçtiğimiz gün internette All Recipes’deki tarifler arasında dolaşırken Avustralya Lamingtonlarının (Australian Lamingtons) tarifini buldum, daha önce pek çok yabancı yemek sitesinde de resmini görüp çok hoşlanmıştım, artık yapmak şart oldu dedim ve tarifi uyguladım… Lamingtons, Avustralyalıların geleneksel bir keki, bir çeşit ıslak kek bu. Önce kek kısmı pişiriliyor ve 1 gece buzdolabında bekletiliyor. Buradaki amaç keki birgün sonra yapılacak çikolatalı sosla kaplama işlemine hazırlamak… Ertesi gün ise hazırlanan çikolatalı sosa batırılıp, bol hindistancevizi ile kaplanıyor. Uzun süre tadı bozulmadan dayanan, mükemmel bir lezzet çıkıyor ortaya… Ben keki önce normal prosedür içinde fırında yaptım sonra Safran Mutfakta dostlarından sevgili Ayşen’e verdiğim sözü de hatırlayarak keki bir de ekmek makinesinde denedim. Sonuç yine güzel oldu, hatta ekmek makinesinde kek yapıldığında, ayrıca çıkan kekin prizmatik yapısı nedeniyle dilimlenmesi de daha kolay oldu diyebilirim… Çünkü bu kek 5x5 cm’lik küpler halinde hazırlanıyor ve hindistancevizine batırılınca nihai görünümü aynı bizim lokumlara benziyor :) Tarifin orijinal çikolatalı sosunun çok miktarda pudra şekeri ihtiva etmesi nedeniyle bu kısımda orijinal tarife sadık kalamadım ama hem kendi uyguladığım sos tarifine hem de orijinaline, Tatlılar-Kekler başlığında kekin tarifini yazarken yer verdim, sizler hangisini uygulamak isterseniz onu seçersiniz…:) Dilerim bizimkiler gibi sizlerde bu tarifi beğenirsiniz…:) Hepinize sevgiler :)

Safran

Safran
ERZİNCAN ÇORBASI ve KABUNE PİLAV

Bu ayki YE-9 etkinliğinin konusu “Yöresel Yemekler”… Ev sahibimiz olan Olsai bizler için bu temayı seçmiş. Benim için bu etkinliğin özel de bir anlamı var çünkü katıldığım ilk yemek etkinliği… Hazır bu temayı da bulmuşken, ne yapsam haklarını asla ödeyemeyeceğim anne ve babamın bana verdikleri emeklerine, yetersiz de olsa bir teşekkür mahiyetinde, her ikisinin memleketlerine özgü 2 tarif hazırladım… Tariflerin her zamanki gibi pratik ama bir o kadar lezzetli, sofranızda her zaman yer alabilecek nitelikte olmasını ön planda tuttum...Seçtiğim tariflerden ilki babamın memleketi Erzincan/Kemaliye mutfağına ait “Erzincan Çorbası”, diğeri ise annemim memleketi Isparta'dan “Kabune Pilav”…Tariflerle beraber Kemaliye ilçesi ve Isparta şehri hakkında kısaca bilgilendirmek de isterim sizleri…


Erzincan/Kemaliye, eski adıyla Eğin, Mustafa Kemal’in anısına bu adı almış bir ilçedir ve Fırat'ın Karasu kolu üstünde, sağ kıyıda kurulmuştur. Mimarisi, kültürü ve doğal güzellikleri ile Çekül Vakfı'nın "7 Bölge 7 Kent Projesi" kapsamında UNESCO'nun Dünya Kültür Mirasına aday olan Kemaliye, aynı zamanda Tarihi Kentler Birliği'nin kurucu üyesidir. Zengin bir kültüre sahip Kemaliye mutfağının hangi yemeğini seçeceğim konusunda aşırı zorlandıysam da büyükannemden öğrendiğim ve çok lezzetli olan Erzincan çorbasını yapmayı uygun gördüm, tarifi Çorbalar linkinde… Eğer sizler de bol malzemeli, tüm ailenin ve özellikle de çocuklarınızın hoşuna gidebilecek lezzetli mi lezzetli bir çorba arıyorsanız tam size göre…

Isparta şehri ise gülleri, ekmeği, halıları ve başta annem olmak üzere renkli gözlü, beyaz tenli, sarışın güzel kızları :)) ile ünlü şehrimiz...:)Isparta yöresinde halk mutfağı çok zengin bir özellik göstermektedir. Sebze, et, tahıl kökenli yemek çeşitlerinin yanı sıra ekmek, börek ve tatlı çeşitleri de yöreye has bir biçimde yapılıp yenmektedir. Bunun yanında Türkiye’nin her yanında görebileceğimiz yemekler bu yörede de vardır. Isparta'da haşhaş ve üzümün yetiştirilmesi yemekleri de etkilemiştir. Önceden çiçek yağı hiç bilinmediği için ya zeytinyağı ya da haşhaş yağı kullanılırmış. Yemeklerin, böreklerin içinde haşhaş yağını ya da kavrulduktan sonra ezilen halini görmek mümkündür. Pekmez de vazgeçilmez tatlı ve tatlandırıcı olarak kullanılmaktadır. Yörede düğün yemeklerini genellikle erkek aşçılar pişirirler. Bu kişiler yemek pişirmesini ustalarından veya yapanların yanında görerek, tecrübe edinme yoluyla öğrenirler. Sizlerle Isparta yöresinden paylaşacağım tarif de zaten düğün yemeklerinin vazgeçilmezi olan “Kabune Pilav”…Tarifini Pilavlar linkinde bulabilirsiniz… Bu pilavı Isparta’da katıldığımız bir düğün yemeğinde küçükken tatma fırsatım olmuştu; şimdi ise evimde sık sık yaptığım bir pilavdır...Sizlere ev ortamında yapılmaya müsait pişirme metoduyla aktaracağım bu pilavın içinde et, nohut ve soğan var. Bitince üzülüp kısa süre sonra tekrar yapmak isteyeceğiniz, evinizin mutfağının ana menüsüne hiç çıkmamak üzere girmeye aday bir lezzet…

Bu etkinliğin teması olarak “Yöresel Yemekler”i seçen Olsai’ye tekrar teşekkür ediyor, etkinliğin bilmediğimiz, hatta unutulmaya yüz tutmuş olan lezzetleri yeniden kazanmamıza, öğrenmemize vesile olmasını umuyorum, hepinize ağız tadıyla geçecek bir hafta dilerim... Sevgiler…

Safran

Safran
Bezelye adlı lezzetli ve çok besleyici sebzeyi ilkbaharda ve yazın veren Bezelye bitkisi, Baklagiller'dendir. Anayurdu bilinmeyen bezelye bitkisi çok eski çağlardan beri Avrasya'da yetiştirilmiştir. Günümüzde dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi Türkiye' de de bol bol yetiştirilmektedir. Kansızlığı gideren ve pekliği geçiren bir sebzedir, kan kanserine karşı koruyucu etkisi olduğunu ifade eden uzmanlar, gıda değeri ve insan sağlığı bakımından bezelyenin, fasulyeden daha üstün olduğunu savunmaktadırlar. Bezelye, önemli oranlarda protein, karbonhidrat, fosfor, potasyum ve A vitamini içeren çok önemli bir besin türüdür. Bunun yanı sıra; kolayca çözümlenebilir çeşitli lif maddelerini çok miktarda içerdiğinden bezelye, özellikle kandaki kötü kolesterol düzeyini düşürücü etki yapar, kalp krizi geçirme riskini de azaltır. İçerdiği yüksek orandaki lif maddeleri midede uzun süre kalarak kandaki şeker düzeyi artma ve azalmalarını bir düzene sokarak bedenin enerji düzeyini sabit tutar. Yüksek oranda B1 vitamini içeren bezelye, uykuyu da düzene sokar. İştahı açar ve insanın ruhsal durumunu düzelterek neşeli olmasını sağlar.


Bezelye çeşitlerinden bazılarının yalnızca taneleri yenilir. Oysa kimi bezelyelerin badıcında, parşömen denilen sert tabaka bulunmaz. Sultani bezelye adı verilen bu çeşit, kabuğuyla birlikte yenilir. Bir başka önemli çeşit de, taneleri iri olan araka bezelyesidir. Bezelye taneleri, taze olarak sevilerek çok çeşitli yemekleri yapılıp yenildiği gibi, kurutulup, dondurulup ve konservesi yapılıp ileride tüketmek için saklanmaya da elverişlidir. Ancak çeşitli platformlarda vurgulanan önemli bir konu da bu yönüyle ilgilidir; konserve şeklinde saklanan tüm gıdalar gibi bezelye de çok dikkatli bir biçimde tüketilmelidir… Bezelye konservesi alırken son kullanma tarihini kontrol etmemiz, kullanmak için açtıktan sonra bekletmeden hemen tüketmemiz sağlığımız için yararlı olacaktır…


Geçtiğimiz gün sizlerle Fırında Yoğurtlu-Köfteli Kebap tarifini paylaşmıştık. Orada bezelyeyi 1,5-2 çay bardağı kadar miktarda ve püre halinde kullanmıştık. İşte ben de size vermiş olduğum tariften sonra, kutuda kalan diğer bezelyeleri değişik bir şeyler yapıp hemen tüketmek istedim. Mutfakta biraz şu malzeme biraz bu malzeme derken doğaçlama bir “bezelyeli peynirli tuzlu kek” çıkardım ortaya :) sonuçtan da çok memnun kaldık ailece… Bezelyeler kekin içerisinde çok şeker durmuşlar ayrıca çok da lezzet vermişlerdi peynirle beraber…Bu tuzlu kek, hem hafta içi sabah kahvaltıları için sizlerle paylaşmayı sevdiğim, ye ve çık türü her şeyi içinde bir tarif oldu, hem de çocuklarımız için besleyici bir öğün…Özellikle çocuğunuz benimki gibi küçükse ve oyun oynarken dolaşarak yemek yemeyi seviyorsa çok ideal…:) Tarif Tuzlular başlığında...Kek ufalanmayan bir yapıya sahip, dolayısıyla etraf batmayacaktır :)) Dilerim sizler de dener ve beğenirsiniz, sevgilerimle…:)

Safran
Safran
Vaktiyle çok aradığınız bir şey, hiç ummadığınız bir anda elinize geçerse ne yaparsınız? Ben bugün çocuklar gibi sevindim, uzun süre önce çok arayıp bulamadığım bir grup kitabıma bahar temizliği kapsamında yapılan çekmece düzeltme çalışmaları sırasında rastladım…Benim işte böyle bir sorunum var :) değer verdiğim eşyalarımı aman kaybolmasın, bir yerine bir şey olmasın diye saklayıp, yerini unutuyorum bazen :) Yani saklama kısmı çok başarılı da sonrasında bulma kısmında tökezliyorum...:)) Neyse, bu bulduğum kitaplarımın arasından incecik, her yeri yırtılmış bir yemek kitapçığı da çıktı; çok eski, kapağı filan kalmamış…İçini şöyle bir karıştırdım, çok güzel tarifler var niye sakladığım belli dedim içimden…O güzel tarifleri ilerleyen zaman içerisinde sizlerle paylaşacağım…


Örneğin, bugün güzel bir kebap tarifi denedim bu kitaptan… Her şeyi içinde, değişik, pratik ve hafif bir lezzet, hem çocuklarımız, hem de çalışan arkadaşlarımız için ideal gerçekten, işten gelince hemen hazırlayabileceğiniz türden… İlk başta tarifin kitaptaki resmini görünce, bildiğimiz yoğurtlu kebaplardan zannettim ama değilmiş, tarifin en önemli özelliği köfteyle beraber fırında yoğurdun da pişiyor olması, inanılmaz bir lezzet çıkıyor ortaya, mutlaka denemelisiniz… Tarifi sizlere Yemekler bölümünde sunuyorum ve kitapta da vurgulanan bir hususu hatırlatmak istiyorum… İçerisinde yer alan yoğurt pişirilerek hazırlandığından, bu yemeği tek öğünlük olarak hazırlayıp, sıcak sıcak tüketmekte fayda var denilmiş. Ama bu çok da önemli bir husus değil, çünkü bu kebap o kadar lezzetli ki, ben yanında ezogelin çorba, domatesli bulgur pilavı ve turşudan oluşan bir menü halinde sundum bizimkilere ortada kebaptan eser kalmadı, yani zaten tek öğün yenilebiliyor bu yemek :)) Hepinize iyi bir hafta diliyorum, sevgilerimi gönderiyorum :)


Safran

Safran
Yumurta, satın alabileceğimiz en ucuz ve en kaliteli proteini içerir. Özellikle çocukların büyüme ve gelişmesinde vazgeçilmez gıdalardandır, çünkü demirden, çinkodan ve çeşitli vitaminlerden zengindir. Ancak bu güzel protein kaynağını çeşitli nedenlerle tüketemeyenler de olabilir… Örneğin, yumurta alerjisi ya da yüksek kolesterol gibi sağlık sorunlarınız buna engel teşkil edebilir. Hala kuş gribi vakalarının etkisi altında olup yumurta tüketmeyenlerden ya da yumurtayı sadece tadını beğenmediği için yemeyenlerden de olabilirsiniz… Yumurtasız ebruli kek tarifi işte bu tip durumlar için araştırıp bulduğum bir tarif… Ama evde yumurtam kalmadığı zaman da yaparım ara sıra… Sebep her ne olursa olsun sizlere de yumurtasız bir tarif lazım olabilir diye, değişik ve lezzetli bir kek tarifini paylaşmak istedim… Kim bilir belki hafta sonu kahvaltı için ya da akşamüstü çayın yanına denemek istersiniz diye… Asıl tarif Worldly Recipes’e Hindistan’dan yazan Radha’ya ait, kendisi keki tamamen kakaolu yapmıştı ama ben keki ebruli yaptım, tarif Tatlılar-Kekler linkinde… Hepinize mutlu ve sevdiklerinizle beraber geçireceğiniz güzel bir hafta sonu diliyorum şimdiden, sevgiler…:)
Safran
Elimde 1 kilo kabağım vardı… Hep mücver, fırında oturtma ya da daha önce de tarifini verdiğim bulgurlu mini kabak dolması yaparım ben kabakla, ama bu kez bir değişiklik olsun diye internette şöyle bir dolaştım. Meğer kabağın bilmediğim ne çok faydası varmış… Kabağın haşlama suyu içilirse nezleden ileri gelen baş ağrısını hafifletiyormuş, ayrıca sıkıntıyı geçirip, sinire iyi geliyormuş. Kabak suyu vücuttaki fazla suyun, şişkinliğin atılmasını da sağlıyormuş… Demek ki kabak sık tüketmemiz gereken faydalı bir sebze aslında ama pek de sevilmez nedense değil mi?

Araya taraya BBC Food-Recipes’te Hugh Fearnley-Whittingstall tarafından yazılan aşağıdaki “Creamy Courgette Soufflé / Kremalı Kabak Suflesi” tarifine ulaştım. Kremalı ve yumuşak bir yapısı olan kabak sufle mükemmel bir lezzet oldu, yalnız dikkat etmeniz gereken konu sufleyi sıcak servis yapmak ve fırından çıktıktan sonra sönmeden sofraya hızlıca götürmek, dolayısıyla yemeği hazırlama ve pişirme işlemini, yemeğe oturmadan hemen önce yapmakta fayda var…Tadını çok seveceğiniz bu tarifi yapmanızı hepinize öneriyorum…Malzeme listesi ve yapılışı Yemekler başlığında, şimdiden hepinize kolay gelsin ve afiyet olsun…:) Şansın hep sizlerden yana güldüğü bir hafta dilerim…

Safran
Safran
Ne zaman büyük konuşsam başıma bir iş geliyor :)) Bu çocuklar bizi ne hallere düşürüyor böyle? Asla kendisine hayır diyemeyeceğimi bilen benim minik oğluşumun canı pizza istemiş, elinde pizza tutan bebeğini getirip gözümün içine soktu yine… Çocuk milleti böyle işte nerde sebze var asla ağızlarına sokmazlar, onların işi makarna, patates kızartması, pizza, çikolatayla… Hangi anneyle konuşsam bu menü çıkıyor karşıma :) Ama pizza en masum olanı bunlardan, sayesinde arada bir sürü sebze yediriyorum ben ona fark ettirmeden :))

Çocuğun canı pizza istemiş ne olacak canım yapıverseydin ya dediğinizi duyar gibi oluyorum ama bir itirazım var, istediği zaman elektrikler kesikti, bir tamirat için genel olarak iptal etmişler tüm dairelerinkini… Bunu, şu dersine çalış(a)mayan (!) tembel öğrenciler gibi bahane olsun diye de yazmadım yani :))…Bir süre henüz 2 yaşındaki (yaklaşık diyelim :) tatlışımı ikna faaliyetlerine giriştiysem de, elektrik gelince yapalım annecim dediysem de çocuk bu tutturdu, bağırmalar eşliğinde kabile danslarına benzeyen inatlaşma çırpınmalarına başladığında kendimi mutfakta geçen gün Elif Karlı’nın sunduğu ve yemek tarifleri verilen Yemek Saati programındaki pizza tarifini yapmaya başlamış buldum :) Hakkında büyük konuştuğum tarif de bu oluyor zaten… Programda pizzayı hazırlayıp ocakta tencerede pişirdiklerini gördüğümde ne gerek var dediğimi kabul ediyorum, fırında da pişerdi pizza mis gibi, hamuru farklıydı tarifin işte o nedenle not almıştım… Neyse, bu vesileyle deneme fırsatı buldum, gerçekten pratik bir tarif, hamuru açma derdi yok en azından…Belki bugün ve yarın kahvaltı için, brunch için ya da akşam yemeği için denemek istersiniz diye programda verilen tarifi sizlerle Tuzlular linkinde paylaşayım dedim…Ben de şimdi tekrar yapmaya gidiyorum mutfağa, hepimize kolay gelsin…İyi bir hafta sonu dilerim :) ayrıca bugün 1 Nisan şakalarına da dikkat edin…;)

Safran
İnsanoğlu hayatta her şeye hazırlıklı olmalı… Bunu sanırım hepimize hayat bir şekilde öğretti değil mi? Ben bu konudaki asıl eğitimimi üniversite yıllarımda aldım diyebilirim… :) Şimdi belki tebessümle hatırladığım ama vaktiyle beni çok yoran, güç bir eğitimdi aldığımız şehir planlama dalında… Sabaha karşı 3’lere 5’lere dek projeleri yetiştirmeye çalışırdım. Çizerken kesilen elektrikler, son anda projenin üzerine dökülen mürekkepler (okulda bilgisayarla çizim yapılmıyordu o zamanlar), proje dersinin yanında sınavına hazırlanmanız gereken belki 10 adet daha dersinizin olması (özellikle final zamanlarında, okulun çalışkanı olarak sizden beklentiler zaten yüksek bu arada), 5 günde toplam 5 saat uyku uyuyabildiğiniz halde çıktığınız proje savunma jürisinin önünde dinamik ve kendinden emin görünme zorunluluğunuz ve daha neler neler… Ama ben yaşadıklarımdan ders çıkardım ve hep zamanı iyi kullanmaya ve güçlüklere önceden hazırlıklı olmaya gayret ettim o zamandan bu zamana dek… Bu bir meleke oldu adeta, ama bunun faydasını da görüyorum çoğu zaman… İşte böyle bir olayı geçtiğimiz gün yaşadım, önden hazırlıklı olmanın keyfini yaşadım… Sizde benim gibi sadece güvendiğiniz bildiğiniz belli dükkanlardan alışveriş yapmayı seviyorsanız ne demek istediğimi anlayacaksınızdır…

Çok sevdiğim bir arkadaşım aradı aniden, 30 dakika sonra bende olacağını sadece bir çay içip kalkacaklarını söyledi, mutlaka çayın yanına bir şeyler hazırlayacağımı bildiğinden samimiyetimize binaen de canının sadece tatlı kuru pasta çektiğini ifade etti… Sorun yok, zaman da dar, her zamanki pastanemden sipariş ederim diye düşünüp tabiî ki dedim… Ama asıl şoku telefonda pastanenin tadilatta olduğunu öğrenince yaşadım, içeriğine ve lezzetine güvenemeyeceğimden başka bir yerden de almak istemedim… Neticede böyle zor zamanlar için sakladığım “tatlı kuru pasta” tarifini uygulamaya koymak durumunda kaldım, ama ne telaşla :)… Sonuç mu? Konuklarım tatlı kuru pastaları çok severek yediler, gerçeği onlara sonunda açıkladım, daha da çok sevindiler ev yapımı olmasına…:) İşte sizlere böyle durumlarda hazırlıklı olmanız için bu tarifi Tatlılar linkinde sunuyorum… Pastanedekileri aratmayan bir lezzet…Sadece bu tip zor durumlar için değil, ailenize kendi ellerinizle yaptığınız, sağlıklı olduğunu bildiğiniz tatlı kuru pastalar yapmak isterseniz uygulayabilesiniz diye…:) Dilerim sizler de beğenirsiniz...
Safran
Bugün sizlerle paylaşmak istediğim diğer bir harika bir lezzette Mutfakta Zen’den… Sevgili Tijen hepimiz için harika bir irmik helvası tarifini paylaşmış sitesinde…Tarifin özelliği içinde yağ olmaması ve tatlandırmanın şeker yerine pekmezle yapılması…Bunlar da tarifi hafif ve sağlıklı kılan unsurlar…Bu güzel tarif için Tijen’e tekrar teşekkür ediyorum… Orjinal tariften birkaç malzemede farklılıkla uyguladığım şekliyle irmik helvasının tarifini Tatlılar linkinde sunuyorum ve sözlerimin sonunda Tijen’in Yemek ve Biz grubundaki mesajına yer vermek istiyorum: “Ben kitaplarda hep şunu söylüyorum (bıkmadan usanmadan) ben bir tarifi veriyorum ama onun bin bir şekle bürünmesi mümkün. Siz de kendi yaratıcılığınızı katın, bakin bakalım ortaya ne çıkacak? ....... Pekmez yerine bal koy, reçel suyu koy, meyve konsantresi koy... Hepsi farklı tadlar. Ben çam fıstığıyla yaptım ama Antep fıstığı, ceviz, badem, hatta yer fıstığıyla bile gayet güzel olacağına eminim. Krema yerine kaymak olur, süt olur, su olur (daha da hafif olsun derseniz...) bence mutfakta asıl önemli olan yaratıcılığı kullanmak. Pekmez olarak da dut, üzüm, keçiboynuzu, hurma, elma, incir... ne isterseniz! Her biriyle farklı olacaktır tadı. Bu satırları mutfakta zen'den (kitaptan yani) çok sevdiğim bir deyişle bitireyim: "Yediğiniz lokma bir tohum gibidir. Onu yiyerek vücudunuzun toprağına ekmiş olursunuz. Öyleyse bu tohumun size ne getirecegini, meyvesinin nasıl olacağını düşünün." (Bahaeddin Sultan Veled)”…
Safran
Brüksel lahanası, eski çağlarda Güney Avrupa kıyılarında yabani bir şekilde yetişen lahanadan, onun yaprak koltuğundaki tomurcukların geliştirilmesiyle, sonradan elde edilmiş bir sebze türüdür. Lahananın minyatür hali diyebileceğimiz Brüksel lahanası küçük olmasının dışında lahananın bütün özelliklerini taşır. Brüksel lahanasının 100 gramında 52 kalori, 4.9 protein, 0.6 yağ, 6.7 karbonhidrat ve 0 kolesterol değeri vardır. Bu sebeple bol bol Brüksel lahanası tüketmek hem diyet yapanlara hem de kalp sağlığına dikkat edenlere tavsiye edilir (*).

Brüksel lahanalarını garnitür niyetine kullanmaktan bıkmıştım, yemeğini yaparken de haşlayıp pişirerek kullanıyoruz, sanki vitaminlerinden ödün veriyoruz gibi geliyor bana hep… Daha başka nasıl tüketilebilir diye düşünmeden duramadığım :) ve araştırdığım bir gün tesadüfen “Sofra” dergisinde Emine Beder’in bu çok güzel salata tarifine rastladım. Yukarıda da belirttiğim gibi Brüksel lahanası lahananın küçüğü, lahanayı çiğ tüketebiliyorsak bunu neden tüketmeyelim dedim ve yapmaya koyuldum tarifi… Tarifi yaparken tek ilave etmediğim kalem mayonez oldu… Orijinal tarifte 2 çorba kaşığı mayonez de var ama ben mayonez kullanmayı sevmiyorum mutfağımda, tadını çok severim, yemeyi de özlüyorum ama sağlıklı beslenmek adına soframda yer ver(e)miyorum… Tarifin geri kalanında yoğurdun, portakal suyunun, soğanın ve acının (karabiber, pul biber) bir arada kullanıldığını okuduğumda bu tat cümbüşünün nasıl netice vereceğini hayal etmeye çalıştım, üstelik Brüksel lahanalarını da ilk defa çiğ olarak tüketecektik, yine de denedim… Sonuç mu? Sofranızda hani sürekli yeri olan tarifler olur ya, işte bu “Brüksel lahanası salatası” onlardan biri oldu artık bizim için, hepimiz ailece bayıldık lezzetine… O nedenle gönül rahatlığıyla sizlere de tavsiye ediyorum ve tarifini sizlerle Salatalar başlığında paylaşıyorum…Yeni başlayan haftada işlerinizde kolaylıklar dilerim…Afiyet olsun…:)


Kaynak:

(*) Mutfak Rehberi
Safran
Değişik bir tavuk çorbası denemek ister misiniz? Zamanında Mudurnu Tavukçuluk’un yemek kitabında bulduğum ve sizlere Çorbalar linkinde tarifini sunduğum bu tavuk çorbası benim soframda sıklıkla yer verdiğim bir lezzettir. Kitaptaki tarifte yine rahat duramayarak :) bir takım değişiklikler yapmıştım :) Bu çorba özellikle kendisini hiçbir şekilde pırasa ve havuç yemiyor sanan minik oğlum için de ideal…:) Çorbanın içinde yer alan pırasa ve havucun yemeğe verdiği lezzete ve aromaya tadınca inanamayacaksınız…Dilerim sizler de bu lezzeti en az bizimkiler kadar seversiniz…Şimdiden mutlu bir haftasonu diliyorum hepinize... Sevgiler…:)

Safran